MİLLİ ŞEHİDİMİZ BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY | Feride Hande Gemici
Pazartesi, 25 Mart 2013 00:00MİLLİ ŞEHİDİMİZ BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY

Değerli okuyan, vatanı sevmenin vatanperverliğin maalesef bedeli ağırdır. Zorlu bir sınavdan geçmekte olan ülkemizde hiç değilse kendimize, evlatlarımıza ve çevremize vatan şehitlerini hatırlatmakta fayda görüyorum.
 
Bu ağır bedeli ödeyenlerden biri de Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Bey'dir. Hükümetin emrini yerine getirmekten başka suçu olmayan Kemal Bey "mâruf “ Nemrud Mustafa Paşa'nın başkanlığındaki, çoğunluğunu Ermeni üyelerin meydana getirdiği Divân-ı Harb tarafından "Ermeni tehcirinde vazifesini kötüye kullanarak ölümlere sebep olduğu gerekçesiyle" ölüme mahkûm edilmiş; 8 Nisan 1919 tarihinde Beyazıt meydanında asılarak karar yerine getirilmiştir.
 
Kimdir Kaymakam Kemal Bey ve olaylar neden bu noktaya getirilmiştir.

Yüz yıllar boyu Osmanlı topraklarında huzur ve güven içinde yaşayan Ermeniler, Osmanlılar'ın zayıflamaya başladıkları bir zamanda, dış güçlerin tesiriyle devlet kurma hayâline kapılıp yer yer isyan çıkarırlar. İmparatorluk zâten büyük gaile içindedir. Ermeniler'in "içten" vuruşları devleti güç durumda bırakır. Başta bulunan İttihad ve Terakki hükümeti bir kânun çıkartarak Ermeniler'in tehcirine karar verir. Sadrâzam Talat Paşa'nın imzasıyla yayınlanan ve 14 Mayıs 1331 (1915) târihinde yürürlüğe giren kânunun metni şöyledir:
 
Madde 1: Sefer vaktinde ordu, kolordu ve tümen komutanları ve bunlann vekilleri ve müstakil mevki komutanları ahâli tarafından her hangi bir surette hükümetin emirlerine, memleketin müdafaasına ve asayişin muhafazasına ait icraat ve tertibat karşı gelme ve silâhlı tecâvüz ve dayanma görülürse derhâl askeri kuvvetlerle en şiddetli surette tedibat yapmaya, tecâvüz ve direnmeyi esâsından yok etmeye izinli ve mecburdur.
 
Madde 2: Ordu, müstakil kolordu, tümen komutanları askeri kampları mebni veya casusluk ve hainliklerini hissettikleri köyler ve kasabalar ahâlisini tek tek veya topluca diğer yerlere sevk ve iskân ettirebilirler.
 
Madde 3: İşbu kânun neşri târihinden geçerlidir. 13 Recep 1333 ve 14 Mayıs 1331 (1915).

Dâhiliye Nezâreti, o sıra Boğazlıyan Kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili olan Kemal Beye bir şifreli telgraf çeker: "Kazanın dâhilinde bulunan bilumum Ermenileri 24 saat zarfında yola çıkaracaksınız, bunların sevk edileceği istikâmet Suriye'dir. Şifrenin alındığının acele bildirilmesi". Kemal Bey kaza hudutları içindeki Ermeniler'in tehcirini emreder ve bizzat uygulamaya girişir.
 
Mondros mütârekesinden sonra İtilaf devletlerinin baskısıyla Dâmad Ferit hükümeti, Ermeni tehcirinde suçlu gördükleri yöneticileri Divân-ı Harbe sevkeder. Bunlardan biri de idealist vatan sever Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey'dir. Hayret Paşa başkanlığında kurulan mahkemede, beliğ bir savunma yaparak şöyle der:
 
'.. savaşta yenilişimizin aleyhimizde meydana getirdiği hezeyanı durdurmak maksadıyla, iddia makamının da isteği üzerine kurbanlar verilmesi bir siyâset icabı sayılıyorsa bu kurban ben olamam. Siz kurban seçmekle değil, ancak hak ve adaletle hüküm vermek vicdani görevini taşıyan bir yüksek heyetsiniz. Mutlaka kurban aranıyorsa her hâlde bütün bu işlerin tertipçisi ve idarecisi olarak benim gibi küçük bir memur bulunacak değildir".
 
"Toplama " şahitler ise Kemal Beyi en ağır şekilde suçluyorlar. İngilizler ve Ermeniler idam cezası vermesi için Hayret Paşa'ya baskı yapıyorlardı. Baskılar karşısında Hayret Paşa çekilir, yerine "Nemrud" lakabıyla tanınan Mustafa Paşa tâyin edilir.
 
Kemal Bey "peşin hükümlü "Nemrud Mustafa Paşa başkanlığındaki mahkeme tarafından 8 Kasım 1919'da idama mahkûm edilir. Bu, "savaş suçlusu " aleyhine verilen ilk idam cezası idi.İdam kararı tasdik edilmek üzere saraya gönderilir. Pâdişâh Mehmed Vahideddin karârı tasdik etmek istemez. "Bu yoldaki hükümler devam edecek olursa, iş intikam ve bilahare mukâtele şeklini alacağından çekinerek" şeyhülislâm tarafından fetva verilmesini talep eder. Mustafa Sabri Efendi şu yolda bir fetva verir:
 
"Divân-ı Harb-i Örfi tarafından idama mahkûm edilen Kemal’in muhakemesi hak ve adle muvafık bir surette icra edilmiş olduğu takdirde hakkında sâdır olan hükm-i idamın derûn-ı varakada Muharrer fetva ve nükûl-i şer'iyyeye muvafık olduğu vareste-i arzdır".
 
Pâdişâhın idam karârına karşı çıkacağını anlayan Dâhiliye Nazırı Mehmed Ali Bey ile Adliye Müsteşarı ve İngiliz Muhibleri Cemiyeti Reisi Said Molla, pâdişâhı kandırması için Dâmad Ferit Paşa'yi saraya gönderirler. Karar saraydan çıktıktan sonra Bekirağa Bölüğünde kalan Kemal Bey akşamın alaca karanlığında buradan alınarak Beyazıt meydanına getirilir. İdam sehpâsının etrafını polis ve jandarma sararak, halk yaklaştırılmaz. Kemal Bey sehpâda halka dönerek son sözünü söyler:
 
"Sevgili vatandaşlarım, ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum, son sözüm bu gün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun adalet!.."Meydana yığılan on binler hep bir ağızdan bağırır:
 
"Kahrolsun böyle adalet!.."   Kemal Bey sözüne devam eder:
 
"Benim sevgili kardeşlerim, asil Türk milletine çocuklarımı emânet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin,.. Amin!.,"
 
Halk hıçkıra hıçkıra ağlamaktadır.
 
Meydanı gören eski rektörlük binasının penceresinden devrin Adliye Müsteşarı Said Molla'nın cellatları paylayan bağırtısı duyulmaktadır:
 
"Söyletmeyin bu alçak herifi!... Hemen asın bu k..."
 
Az sonra 35 yaşındaki gencecik büyük vatan sever dar ağacında sallanır..
 
Köşe başlarını tutan Fransız ve İngiliz askeri halkı güçlükle dağıtmışlardı. O akşam Bayezid Câmisi'nin gasilhânesine bırakılan Kemal Bey'in naaşı sabah buradan alınarak Kadıköy'deki teyzesinin evine getirilir. 10 Nisan 1919'da vasiyeti üzerine, Kadıköy Mahmut Baba türbesinde oğlunun mezarı yanına gömülür. Cenazesi büyük bir törenle kaldırılmıştır. Töreni Kadıköy, Mecidiyeköy, Üsküdar Dergâh şeyhi Münib Efendi idare eder. Çok sayıda subay ve erin de katıldığı cenazeyi Tıbbıye talebeleri " Türkler'in büyük şehidi Kemal Bey"   yazılı bir çelenkle karşılarlar. Cenaze alayı geçerken Kadıköy İtfaiye Karakolu önündeki bir manga asker selâm durur. Tabut omuzlar üzerinde değil, bir çığ gibi büyüyen kalabalığın elleri üzerinde kabristana getirilir.
 
Kemal Bey'in üzerinden çıkan vasiyeti târihe bir belge olarak kalacaktır:
 
"Merhum sevgili oğlum Adnan'ın medfun bulunduğu Kadıköy Kuşdili çayınndaki kabristanda yavrumun yanında gömülmemi diliyorum. Teyzem ve kardeşim Kadıköyü'nde sakindirler. Teyzemin adresi Mühürdar caddesinde 67 numaralı hanededir. Adı İsmet Hanım'dır. Defin masrafı teyzeme tevdi" buyurulmalıdır. Kabir taşım, hamiyetli Türk ve Müslüman kardeşlerim tarafından dikilmeli ve üstüne şöyle yazılmalıdır: Millet ve memleket uğrunda şehid olan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal'in ruhuna Fatiha!.. Perişan zevcem Hatice'ye, yavrularım Müzehher ve Müşerrefe muavenet edilmesini, yavrularımın tahsil ve terbiyesine ihtimam buyurulmasını vatandaşlarımdan beklerim."
 
"Babam, Karamürsel aşar memuru’l-sâbıka Arif Bey de âcizdir. Kardeşim Münir de kimsesizdir. Bunlara da mu'âvenet olunursa memnun olurum. Türk milleti ebediyyen yaşayacak, Müslümanlık asla zeval bulmayacaktır. Allah millet ve memlekete zeval vermesin. Ferdler ölür, millet yaşar, inşallah Türk milleti ebediyyete kadar yaşayacaktır".
 
30 Mart 1335
 
Boğazlıyan Kaymakam-ı sabıkı Kemal.
 
Ne var ki Millet onu unutmadı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 14 Ekim 1922'de çıkardığı özel bir kânunla "Milli Şehit" olarak kabul etti. Boğazlıyan'da bir mahalle ve bir ilkokul "Milli Şehit"in adını taşır.
 
Ruhun Şad Olsun Kaymakam Kemal.
 
Bu millet herşeye rağmen sen ve senin gibi kahramanları unutmayacak, unutturmayacaktır.
 
Feride Hande Gemici

Ziyaretçi Yorumları
  • yasemin
    tüm yorumlar
    YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLERİM CİĞERİM KARDEŞİM. İŞTE SENİN GÜZELLİĞİN . İŞTE SENİN ASALETİN. İŞTE SEN. SENİN GİBİ BİR İNSANIN VARLIGINDAN HABERLERİ OLMALI. SENİ TANIMAYANLAR BİLMEYENLER......
  • yasemin
    tüm yorumlar
    HANDE cim hani yazmışsınız ya BİR HASRET BİN ÖZLEM...aynen öle işte. hümanın kokusunu özledim. sizin sayeniz de hayatım da geçirdiğim en güzel günlerimi özledim. hani siz asansördeyken bile...
  • tüm yorumlar
  • MERYEM
    tüm yorumlar
    müzik zevklerimiz bir olduğu için arattığım bir şarkıda çıktınız karşıma severek takip ediyor ve dinliyorum. Baktım herkez bişeyler yazmış bende yazayım dedim sevgiler.
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Yıllar önce dede ve babaannem ermeni soykırımından kaçarak ağrı ya gelmişler. Babam liseye kadar yaşamını ağrı yığnıtepe köyünde geçirmiş. Bizler hala oraları göremedik.Sizin bu yazınızı okuduktan...
  • lerzan kara
    tüm yorumlar
    tatlım az evvel gezerken rastladım sana yazılarını okudum geçirdiğin rahatsızlık neydi bilemiyorum ama inş. tekrar yaşamazsın sevdiğim adamla evliyim demişsin bunada çoook içten sevindim çook...
  • selim altındiş
    tüm yorumlar
    Sevgili Feride Hande; kişisel sayfanın yeni yüzü çok hoşmuş yazılarını sevrek okumaya devam edecez.sevgiler saygılar...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Bahtsızım demek kabul edip önüne çıkan fırsatlar varsa bile değerlendirememek, doğru anda doğru hareketi yapamamak, fırsatı görüp değerlendirememek gibi sayamayacağım kadar çok şeye sebep olan...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Merhaba; Yazılarınızı çok severek okuyorum. Beni farklı açılardan düşündürtüp, hayata dair yeni pencereler açıyor. Yüreğinize, elinize sağlık. Yeni siteniz de çok güzel olmuş. Hayırlı olsun! Sevgi...
  • meral özkan
    tüm yorumlar
    Güzel kızım, Erdemin, derinliğin, güçlü kişiliğin ve yaşının çok üzerindeki olgunluğun, yazılarına o kadar güzel yansımış ki... Geçmişe dair gönül gezdirdiğim bir ruh hali içinde, başta annen...
  • tüm yorumlar
  • tüm yorumlar