'HARİKA' KOPENHAG | Feride Hande Gemici
Çarşamba, 19 Ekim 2011 00:00'HARİKA' KOPENHAG

Kuzey Avrupa’nın soğuk iklimi, sıcacık insanları ile ‘Harika’ Başkenti Kopenhag; yahut Danca ifadesiyle Kopenhavn... Açıkçası tarifsiz güzellikte beş gün geçireceğim bu kente seyahati ‘ yeni bir diyar’ görmenin ötesinde bir duygu ile planlamamıştım. Gelin görün ki göğü gri, toprağına basan cansız/canlı her bir varlığı renkli olan bu şehrin ‘şık’ etkisi hala üzerimde. Nazik, güleryüzlü insanların yaşadığı Kopenhag, Danimarka’nın 1.9 milyonluk nüfuslu başkenti. Ülkenin onlarca adasından biri üzerine kurulu, adı üzerinde bir ‘Tüccar Limanı’. Danimarkalılara göre Avrupa’nın kendi bayrağı olan ilk krallığı…Benim için Andersen’in masallarının ilhamı, ‘şık’ bir yaşam başkenti, ‘Benim Afrikam’ ın yazarı Karen Blixen’in anavatanı ve Tosca Operası’nın unutamayacağım Galası’nın evsahibi…İşte benim kalemimden'Harika' Kopenhag…

Türk Havayollarının tarifeli seferiyle 2 saat 50 dakikalık keyifli bir uçuştan sonra varıyoruz Kopenhag’a. Kopenhag’daki ilk anlarımda Danimarkalıların yanında, canım ülkemin Eylül sıcağına istinaden giyinip kuşandığım renkli ve incecik kıyafetlerimle Brezilya karnavalından fırlamış gibi kalıyorum. Ancak soğuğa varan ‘serin’ havasıyla kötü bir sürpriz yapan Kopenhag, otelimize gidinceye kadar verdiği manzaralarla içimi ısıtıp kendini affettirmeyi başarıyor. Yol boyu gözlemlediğim nüfusun belki de yarısından fazlasının, yediden yetmişe, bisikletle ulaşımı tercih ettiğine şahit oluyorum. Hemen biraz araştırma sonunda, dünyanın ‘Bisiklet Kullanıcı Hakları’nın korunması anlamında yaptırımları olan tek kentinin Kopenhag olduğunu öğreniyorum. Otelimize yerleşip hızla üzerimize kalınca şeyler geçiriyor ve düşüyoruz Kopenhag sokaklarına. Şehir turuna, Belediye Binasının bulunduğu meydandan başlıyoruz.

Buradan trafiğe kapalı alışveriş caddesi Stroget’e geçiyoruz. Seyahatim boyunca Kopenhag ve dolayısıyla bu cadde üzerindeki dekorasyon, tasarım ve butik mağazaları, beni kendine hayran bıraktırıyor. Bu mağazaları ve ‘stil’i ancak ‘muhteşem’ olarak sıfatlandırabilirim. Modanın ve stilin başkentleri Paris, Milano, Londra’dan daha farklı ve bence daha seçkin bir moda var Kopenhag’da . Benim, Stroget’deki tercihim ikinci el vintage mağazalar oluyor. Buradan kendime birkaç parça bir şey almayı ihmal etmediğimi söylemeliyim. Öyle ya kadın heryerde kadın !! Bu eşsiz alışveriş caddesi Stroget’de Orefor kristalleri, Rosenthall ürünleri, amber dükkanları, Illum, Magasin mağazaları, Ekolojik ürünlerin satıldığı dükkanları, pastaneleri ve seyyar satıcılari ile alışverişin bir cümbüş gibi yapıldığını söylemeliyim. Belirtmeden geçemeyeceğim Stroget’te seyyar dükkanlarda satılan ‘Nutellalı Pancake’ leri tatmanızı tavsiye ediyorum. Bol kalorili, leziz ‘Kopenhag Pancake’leri...!

Stroget’den ünlü Nyhavn’ a (Liman) iniyoruz. Kopenhag’ın simgesi, karşılıklı rengarenk evleriyle süslü Nyhavn’da turluyoruz. İlerleyen günlerde Nyhavn’da kanal gezintisi için tekne turuna katılmayı ihmal etmediğimizi belirtmeliyim. Biz bunun için öncelikle 48 saat boyunca kullanabileceğimiz ‘Jump On Jump Off’ lar ile birlikte Kanal turunu da satın alarak gerçekleştirdik. Jump On Jump Off demişken bunlarla Kopenhag’ın yıldızlarını detaylı gezmeniz de mümkün. Dilerseniz 'Copenhag Card' da alıp, uygun bir bütçe ile de gezebilirisiniz.Carl Jacobsen tarafından kurulan Carlsberg Gylptotek Müzesi( Müzede yakın doğu, Roma, Mısır ve Eski Yunan sanat eserleri sergilenmekte), Ulusal Müze,Tarihi Borsa Binası, Stroget üzerinde eski ve yeni şehir meydanından biraz daha yürüdüğünüzde ulaşacağınız Aya Nikola Kilisesi , Kobmagergrade’den (Yine burası da bir alışveriş mekanı)girip yürüdüğünüzde karşınıza çıkacak olan Kutsal Üçleme ve dörtyüz basamaklı ‘Round Tower’ Kopenhag’ın yıldızlarından…Christiansborg Sarayı, Rosenborg Kale ve Sarayı görülmesi gerekenlerden birkaçı... Kopenhag dile geldi mi çocukluğumuz masallarının yaratıcısı Hans Christian Andersen’ a ayrıca değinmek gerek. Nyhavn’da evini görebileceğiniz Kibritçi Kız’ın yazarı adına, Jacobsen ailesi tarafından Danimarkalı hemşehrilerine armağan ettiği o ünlü ‘Little Mermaid’(Küçük Deniz Kızı) heykelciğini görüp, Andersen’i anmayı unutmayın lütfen. Little Mermaid heykelciği bir pentagram şeklinde konuşlanmış 'Kastelette' bölgesinde, Langelinje parkının sahil şeridinde yer alıyor. Bu parkı da gezmenizi naçizane tavsiye ederiz. Kopekanhag’a ilişkin iki hususu sona sakladığımı söylemeliyim. Bunlardan ilki ünlü Tivoli Bahçeleri. Burası yalnızca adı üzerinde envai çeşit bitki ve çiçek sanatının görücüye çıktığı bir yer olmanın ötesinde, Kopenhag’ın gece yaşamının nabzını da tutan bir masal diyarı…Lunapark içindeki devasa oyuncakları, büyük konser alanları, kafeler ve barlarıyla şehrin Cümbüş mekanı…Aklım ve kalbim hala Tivoli’de. Kendimi Tivoli'de Harikalar Diyarındaki Alice gibi hissettim diyebilirim. Bir diğer unutulmaz Kopenhag deneyimim ise, sanat ve kültürün başkentlerinden olan bu şehirde Tosca Operası’nın Gala Gecesi’ne katılmam oldu. ‘Pretty Women’(Özel Bir Kadın) filminin opera sahnesindeki Julia Roberts gibiydim adeta...Şehrin ileri gelenlerinin; kadınların en özel gece kıyafetleriyle, erkeklerinin ise smokinleriyle katıldığı bir Gala Gecesi…Tosca’nın su misali akıp giden üç perdelik şöleni...Ruhum ve bedenimin başka hiçbir yere ve hiçbir kimseye ait olmak istemeyeceği kadar ait olduğu unutulmaz anlar…Tosca ve Kopenhag Opera Evi…Bu deneyimi yaşayın diyemeyeceğim ama bilin ki bu ‘Harika’ şehir her an başka sürprizler ile karşılayabilir sizi. En yakın sürede şu canım yeryüzünün başka 'Harika' yerlerini paylaşmak dileğiyle.

Son olarak tüm gezginler ve gezgin ruhlar için Metin Altıok’un “Avare’in Şiiri”ni paylaşmak istiyorum müsadenizle:

Bir kentin ortasında,

Odasında bir evin

Serilir ayaklarının ucuna

Bozkır ıssız ve derin.

Ne zaman yanına konsa

Ayrılık bir özlemin.

Adından bir güvercin

Sesim, sesim,sesim

Takılıp kara bir çalıya,

Çırpınır kurtulmak için.

Bir kentin ortasında

Odasında bir evin…

Feride Hande BATMAZ

Ziyaretçi Yorumları
  • yasemin
    tüm yorumlar
    YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLERİM CİĞERİM KARDEŞİM. İŞTE SENİN GÜZELLİĞİN . İŞTE SENİN ASALETİN. İŞTE SEN. SENİN GİBİ BİR İNSANIN VARLIGINDAN HABERLERİ OLMALI. SENİ TANIMAYANLAR BİLMEYENLER......
  • yasemin
    tüm yorumlar
    HANDE cim hani yazmışsınız ya BİR HASRET BİN ÖZLEM...aynen öle işte. hümanın kokusunu özledim. sizin sayeniz de hayatım da geçirdiğim en güzel günlerimi özledim. hani siz asansördeyken bile...
  • tüm yorumlar
  • MERYEM
    tüm yorumlar
    müzik zevklerimiz bir olduğu için arattığım bir şarkıda çıktınız karşıma severek takip ediyor ve dinliyorum. Baktım herkez bişeyler yazmış bende yazayım dedim sevgiler.
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Yıllar önce dede ve babaannem ermeni soykırımından kaçarak ağrı ya gelmişler. Babam liseye kadar yaşamını ağrı yığnıtepe köyünde geçirmiş. Bizler hala oraları göremedik.Sizin bu yazınızı okuduktan...
  • lerzan kara
    tüm yorumlar
    tatlım az evvel gezerken rastladım sana yazılarını okudum geçirdiğin rahatsızlık neydi bilemiyorum ama inş. tekrar yaşamazsın sevdiğim adamla evliyim demişsin bunada çoook içten sevindim çook...
  • selim altındiş
    tüm yorumlar
    Sevgili Feride Hande; kişisel sayfanın yeni yüzü çok hoşmuş yazılarını sevrek okumaya devam edecez.sevgiler saygılar...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Bahtsızım demek kabul edip önüne çıkan fırsatlar varsa bile değerlendirememek, doğru anda doğru hareketi yapamamak, fırsatı görüp değerlendirememek gibi sayamayacağım kadar çok şeye sebep olan...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Merhaba; Yazılarınızı çok severek okuyorum. Beni farklı açılardan düşündürtüp, hayata dair yeni pencereler açıyor. Yüreğinize, elinize sağlık. Yeni siteniz de çok güzel olmuş. Hayırlı olsun! Sevgi...
  • meral özkan
    tüm yorumlar
    Güzel kızım, Erdemin, derinliğin, güçlü kişiliğin ve yaşının çok üzerindeki olgunluğun, yazılarına o kadar güzel yansımış ki... Geçmişe dair gönül gezdirdiğim bir ruh hali içinde, başta annen...
  • tüm yorumlar
  • tüm yorumlar