"Bir 'Ah' sesidir, ömrün virgülü..."
Bir vakitler bir yerde okumuştum bu cümleyi. Belki, tam bu kelimelerle ifade edilmemişti ancak benim hafızama tam da bu şekilde kazınmış işte. İlk bakışta iç parçalayıcı, hüzünlü gibi duruyor. Ancak hiç de öyle değil. Hepimizin hayatında 'Ah!' dedirten bir an, zaman muhakkak olmuştur. Kimimiz evladımızla, kimimiz sağlığımızla, kimimiz malımızla, kimimiz akla gelmez nice şeyle imtihan edilmişizdir. İşte bu imtihanın farkında olanlar bu ahlardan sonra hayatlarına bir virgül koyarlar. Ah sesi ile artık yeni bir dönem yeni bir süreç başlamış olur. Değişiriz. Yıpranmış, harap olmuş da olsak yenileniriz. Bizden bambaşka biri çıkmıştır artık. Hayat da bizimle beraber başkalaşmıştır. Bir dönemin sonu yeni bir dönemin başlangıcı gibi...
Mesele şu ki insan hayatındaki 'Ah' seslerine kulağını iyi vermeli. Esasında bazen sen dilemesen, istemesen de zorla gelip girer hayatına 'Ah' sesi...Bir bakmışsın canını acıta acıta, seni en derinden bağırta bağırta çıkıyor. Korkmamalısın. 'Ah'ın 'Vah'a dönüşmesi de 'Oh' diyebilmek de senin elinde bilmelisin.
Şimdi mesela ben...Ah sesiyle muhabbetimizin pek iyi olduğu bir dönemdeyim. Ah'a noktayı koymaya, ömrümdeki bir döneme virgül atarak devam etmeye az kaldı. Çünkü ben inanıyorum. Çünkü ben zayıflığa ve kötülüğe direniyorum. Elimde asam ile savaş meydanında kimseciklere mahal vermiyorum. Çünkü zafer ancak inananlarındır, biliyorum...
Sevgiyle,
Feride Hande Gemici