Alıştık artık. Her iki haftada bir Çiçek Haftası, Çocuk Haftası, Anneler Günü, Kadınlar Günü ve şimdi de Babalar Günü. Babasına düşkünlükten öte bir düşkünlüğü olan biriyim. Ama bugüne ve bu tür günlere karşıyım. Çoğunluğun kutlamasıymış gibi görünen bugünler, esasında gerçek çoğunluğun öyle kalbini kırıyor onları öyle hüzünlendiriyor ki, bir bilinse…
Nedense hayat hep ‘var olan’ üzerine kurulu bir düzen. Oysa varolmayan öyle çok şey var ki, senin, benim bilmediğimiz ve fakat başkalarının hayatını etkileyen.
40 küsür yaşında insanlar biliyorum, bir vakitler yanlarında olan babaları şimdi yanlarında olmayan. Sen kırk küsür yaşına gelmiş desen de hala bir çocuk gibi baba sevgisine ihtiyacı olan insanlar. Nice insanlar biliyorum ilk heceleri asla ba-ba olmayan, olamayan. Babalığı başka mutluluklarda arayan nice insanlar. İşte onlar öyle çok uzak diyarlarda değiller. Hemen bir mahalle ötemizde belki, bir kat aşağımızda belki, yolda yanımızdan geçerken çarpıştığımız belki…Bu yüzden ne bileyim insanın kendisine hatırlatması lazım bu tür günleri en azından abartmadan kendi halinde yaşamayı.
Ben de abartmadan anlatayım biraz ‘Baba’yı… Baba bir parka gibi sizi sıcacık tutan bir koruyucudur. Kutup yıldızı gibi yön gösteren ve asla kaybolmanıza izin vermeyendir. Bir çınar gibi gölgesi yeten… Hep biraz çekindiğiniz, öyle çok sevdiğinizi hep biraz belli edemediğinizdir. Yanınızdayken hiçbir şeyin sizi ezip geçemeyeceğini bilirsiniz. Hep en iyiyi bilen, en iyiyi gören. Ve o hep en güçlüdür, başkasının babalarına rağmen…
Bazen ‘babalık’ baba olmanın da ötesindedir. Bir amca gibidir mesela. Belki de hikayeleri hiç bitip tükenmeyen oyun arkadaşınız dayınız gibidir mesela…Y ada ‘büyük’ diye önüne koyduğunuz büyükbaba dır, baba olan. Hep bir hatırası olan. Varlığında yokluğunda özlemi hiçbir vakit vuslata ermeyecek olan koca bir sevdadır… kanımca ‘baba’ olan.
İşte bu yüzden şu hayatta ‘babalığı’ kendine muhtaçlara yaşatmış olan bütün ‘baba’ların gününü kutlarım.
Sağolun, varolun…
Feride Hande Gemici
www.handegemici.com