Değerli okuyucularımız, bu hafta
gelin hep birlikte hak ve kalp kavramlarını ele alalım.
Hak kanunen ve birey olarak toplumda
hür vaziyetimizin devamlılığını sağlayan pek çok şeyin bütünüdür. Kendini ifade
hakkı, seyahat hakkı, oy verme hakkı, analık hakkı, eğitim hakkı gibi doğal ve
kanuni ayrımları olan pek çok ayrımları mevcuttur. Bu çerçevede hepimiz bu
haklarımızı, bir başkasının hakkına zarar vermeme sınırında, sınırsızca ve
özgürce kullanabiliriz. Durum esasında bahsettiğim kadar anlaşılabilir olmakla
birlikte son günlerde memlekette hemen her kesimin kendine göre bir hak arayışı içinde bulunduğunu görmek
tuhaftır. Ayrıca dini değerlerin kuvvetli olduğu şu canım Anadolu topraklarında
Alevisi, Sünnisi, Kürdü, Çerkesi ve nice
zenginliği ile Türk Ulusunun maruz kaldığı bu vaziyet hiçbir şekilde kabul
edilebilir değildir. Aynı topraklarda aynı temel vazgeçilmezleri savunuyorsak
bu anlayışsızlık nedendir peki? Ülkeler ve kaderleri teoride tek adamların
kaderlerine mahkum edilemez olsalar da, günümüzdeki yönetenlerin kulaklarını ve
vicdanlarını hak sahiplerine kapadıkları açıktır. Bu durum; sonucunda senin
yöneticin, benim başbakanım, senin iktidarın, benim muhalefetim ayrımını
doğurur ki bu da o noktada hakkı arayan vatandaşı birbirine düşürür, düşman
eder. Soruyorum her kesimden arkadaşlarıma, dostlarıma. Hepsi kendi düşüncesi
çevresinde ‘Bunu yapmak, bayrağa, millete saygısızlıktır.” Deyip işin içinden
çıkmaya çalışıyor. Oysa vatanı, bayrağı, geleceği bir ola, bir düşünen; temel
‘vazgeçilmezleri’ bir olan bir toplumda bu kavgalar neden çıkar? Demek ki
birileri samimi olmayan ifadelerinin arkasında aynı şekilde samimi olmayan bir
kalp taşımaktadırlar. Unutmayın; vicdan , kalbin aynasıdır. Ve burada kalben
denkliği olmayan insanların çatışmaları milleti ayrımlara götürmekte, esası
unutturur hayati sonuçları olan hatalara sebebiyet vermektedir. Bu kasten
yapılan bir durumdur.
Kalbi
denklik iktidar sahiplerinden, toplumda yaşayan yurttaşlardan herbiri için
Vicdan, Bayrak, Toprak ve bu milleti inancına, toprağına, bayrağına ‘Hak’kın
izniyle kavuşturan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk sevgisinin denkliğini
gerektirir. Şu güzel Türk topraklarında yaşayan herbir canın birlikte
yaşayabilmesi için işte bu kalbi denkliklerinin olması gerekir. Bu denklik
samimi bir şekilde olduğu sürece esasa götüren usuldeki hatalar bile her daim
telafi edilebilir.
Vakti zamanında okuduğum bir
makalede kendi anlattığı konuyla ilgili olarak yazar şöyle diyordu “Kalbi
denkliğinizin olmadığı hiç kimseyle hiçbir münasebete girmeyiniz.” Diyorum ben de, bu ülke için kalbi denkliğiniz yoksa lütfen
şu canım ülkemizden münasebetinizi çekiniz.
Birlik, beraberlik içindeki
yarınlar umuduyla,
Feride Hande Gemici
www.handegemici.com