Geçtiğimiz hafta
içerisinde Kapadokya Bölge’sinin Göreme Beldesi’nde iki Japon turisten biri
‘içimizden başka biri’ nin bıçaklı saldırısı sonucunda hayatını kaybetti. Çok
değil birkaç ay evvel İstanbul’un göbeğinde Sarai Sierra adlı kadın turist yine
‘içimizden biri’ tarafından tecavüze uğradıktan sonra öldürüldü. Bunlar basına
yansımış ve belki de haber değeri bulabilmiş birkaç olay gibi gözüküyor. Oysa
islami değerleri ön plana çıkarılmaya çalışan bir toplumda ahlaki boyutları
aşan nice öyküler yaşanıyor, hem de yanı başımızda. Sebepleri düşünmekle,
mantıklı açıklamalarla dile gelmiyor. Sanırım Müslüman bir toplum olarak pardon
yani adı ‘müslüman’ bir toplum olarak bizler sahtekarlık, yalan, dolan ile
büyütülüyoruz. ”Kızlı-erkekli oturuyorlar !”diyen beyinler tarafından
kadın-erkek ilişkileri yalnızca cinsellik boyutunda olduğu kabul ettirilmeye
çalışılıyor. Bunu düşünmenin başta ahlaksızlık olduğu kimse tarafından çıkıp
şöyle bağıra bağıra söylenmiyor! Oysa Ahlak; arkadaşlık, dostluk, yardımlaşma,
birlik ve beraberlik gibi temel kavramlarla hayat bulabilir. Hiçbir din
kurallarını, okuyunuz ki, toplumun yaşaması için gerekli düzenin dışında tutmamıştır.
Bizlere yutturulmaya çalışılan ve din ile bağdaştırılmaya çalışılan Ahlak
kuralları toplumlardaki bazı yobazların kendi uydurmalarından başkaca bir şey
değildir. Öyle ya, yoksa kırk küsür yaşındaki yobaz, kendi ‘ahlaksızlık’
kurallarını ahlak diye nasıl yutturacak da sekiz yaşındaki bir bebeği ‘kadın’
olarak kendine alacak…(Geçtiğimiz hafta basına yansıyan Yemen’de gerçekleşene
bir vaka.)
Sevgili okuyan
inananlar için özellikle de güzel dinimiz İslamiyet için emredilen kuralların
yerini bulması için önce bu icraatı yapacak zeminin ‘düzgün ahlaklı’ olması
beklenir. Bu toplumda öncelikle kadın ve
erkeğin bu dünyaya yalnızca birbirleriyle çiftleşmek için gelmediklerinin
anlaşılması lazım. Ki bunun en gerçek ve güzel örneği Meryem Anamızdır. Bilmek isteyen
için bu durum pek çok şey anlatır. Ayrıca önemli bir parantez açmak gerekir ki
Ahlak’ın yalnızca inanan yahut öyle gözüken birinde aranması yanlıştır. Hiçbir
dini inancı taşımayan biri de ahlakın en temiz, en düzgün tezahürünü bize gösterebilir.
Ve maalesef son yıllarda Müslüman toplumlarda ’sözde namus’ cinayetleri ile bir
başkasının ırzına geçerek masum bir insanı öldürme vakaları birbiriyle
yarışmaktadır.
Geçtiğimiz hafta
içinde Kapadokya’da yaşanan bu vahşet sonrası benim için bu yazıyı kaleme almak
şart olmuştu. Günde 7-8 kez İstanbul karşılıklı Kayseri’den uçak seferleri
yapılmakta ve bu seferlerin yarısı Japon turistlerle dolu. Bu turistler Kayseri
üzerinden Kapadokya Bölgesi’ne geçerek, bölgede ciddi bir turizm kapasitesi
yaratıyorlar. Şimdi bu vahşetin sonuçları ile bölge maalesef ki bu anlamda yara
alacaktır. Naçizane bölgenin Sayın Valisi, ilgili Belediye Başkanı ve diğer
mülki amirlerin durum ile ilgili Japonya nezdinde bir şeyler yapması gerekir
diye düşünüyorum. Bu Türk dostu, zarif insanları
yeniden kazanmamızı temenni ediyorum.
Sevgiyle,
Feride Hande
Gemici
fhandegemici@gmail.com
Haftanın Yazar
Ve Kitap Önerisi: Eylül ayı onun ayı benim için. Kim mi? Attila İlhan pek tabi.
Bu ülkenin çok önemli, vatanperver ve okunmaya değer önemli isimlerinden biri
kanımca. Elde Var Hüzün, Böyle Bir Sevmek, Bela Çiçeği başta olmak üzere
onlarca şiir kitabını zevkle tavsiye edebilirim sizlere. Ayrıca
Dersaadet’de Sabah Ezanları, Hangi Batı,
Hangi Atatürk adlı kitapları da okunulması farz eserler i arasında. Ayrıca
Attila İlhan üstadı, ölüm ayı olan bu canım Eylül’de özlemle ve sevgiyle
anıyorum.