Düzen karşıtlığının her zaman anarşik bir anlamı olması gerekmez. Düzene karşı olmak, içinde yaşadığımız toplum tarafından dayatılmak istenen bir dizi törenler, işleyişler ve zorunluluklara taraf olmayan bunlara "karşıyım" diyebileceğimiz bu tuhaflıklar içine o kadar giriyoruz; kalbimizi ve gözlerimizi o kadar karartıyoruz ki farkina bile varamiyoruz. Bu "Yeni Dünya Düzeni" geleneksel sahipliklerimizi çaktırmadan bize ait olmayan başka bir alışkanlık silsilesinin içine sokuyor. Bizler de bunun adına kısaca: Modernleşme, diyoruz.
Degerli okuyan, Modernlik beğenmesek de
batıda Rönesans ile gerçekleşen ve belki de birçok dalda Avrupa ile aramızda en
az 500 yıl doğuran bir hadise. Ancak onlar bu durumu sindire sindire, bilerek,
öğrenerek yapmışlar. Biz ise beyinlerimizde hâlâ batıl itikatları saklayarak,
modernleştiğimizi zannediyoruz. Oysa ve maalesef yalnızca Arabeskleşiyoruz.
İşin aslı bilimsel anlamda bu tip bir değerlendirme yapmak niyetinde değilim.
Ben şimdi bu canım düzen içinde "karşıyım" dediklerimi sizlerle
paylaşmak istiyorum. Bilmem sizin karşıyım dedikleriniz neler ama buyrun
benimkiler şöyle:
● Kına gecesine değil, bekârlığa veda
partisine karşıyim,
● Yenidoğan bebek mevlütüne değil, baby
shower'a karşıyım.
● Özünu bilmeye değil, köklerinden
kopmaya karşıyım.
● Yüzünü batıya dönmeye değil, kalbini
batıya açmaya karşıyım.
● Anlam ihtiva eden isimlere degil,
kimliksiz isimlere karşıyım
● Özgünlüğe değil, taklitçiliğe
karşıyım,
● Niteliğe değil, niceliğe karşıyim
● Samimiyetle iman etmeye değil,
takiyeye karşıyım.
Kısaca
biz'i bizden eden bu 'düzen' e karşıyım.
Feride Hande Gemici
fhandegemici@gmail.com