Size güzel haberlerim var! Hâlihazırda hem ülke gündemi hem iklim anlamında güneşli günlere hasret kalmıştık ya, Merkür hain etkilerini üzerimizden çekiyor ve mutluluk kaynağı Venüs’ün topyekûn etkisi altına giriyoruz. Burada “Adios Merkür” demek istiyorum. Gezegen-yıldız konumlamalarına inanır ve etkilerini de bilfiil üzerimde hissedenlerdenim. O sebeple Venüs hayatımıza girdi gireli ben de bir mutluluk var ki sormayın. Oysa son haftalarda hep bir kargaşa ve anlamsız hisler içerisindeydim. Çok şükür hep dediğim gibi bu da geçti. Şimdi ise beynim ve ruhum hayata dair planlarımı, gerçekleştirmeye niyetlendiğim hayallerimi yeniden organize etmekle hayli meşgul vaziyette. Hepimizin bildiği ’Ölmeden Önce Yapılması Gerekenler’ serileri vardır ya; işte benim de bu listem çoğaldıkça çoğalmakta. Beynimin salgıladığı hormonlar sayesinde ‘yapılması gerekenler’ üzerinde pek bir yaratıcı durumdayım ki sormayın gitsin. Bilmem belki sizler de bu vesile ile yapmayı istediğiniz, isteyip de ertelediğiniz şeyleri hatırlamış ve hatta bir sonraki adımı bunları gerçekleştirmek üzere atmış olabilirsiniz.Listemin UFAK bir bölümünü izninizle sunuyorum efendim..
1.‘Sibirya Ekspresi’…
Trans Sibirya Ekspresini hiç duymuş muydunuz? İşte listemin ilk başında bu ulvi istek yer almaktadır! Düşünün ki sekiz farklı saat dilimi içerisinden, dünyanın 3’te birini geçeceğiniz bir yolculuk bu. Moskova’dan başlayıp Ural dağlarına kadar uzanan muhteşem bir deneyim. İnsanların, yolların hikayeleri ve doğanın asaletiyle dolu, heyecanlı bir macera. Öylesine bir gezi ve yolculuk değil emin olun… Bunu istiyorum!
2.‘Ağır Roman’…
Bir ‘Roman’ yazabilmek, yazmak! Öyle çok şey biriktiriyor, öyle çok şeyin içerisinde gözümü karartarak olmaya çalışıyorum ki…Ve biliyorum halihazırda hep alt beynim işte bu hayalime hazırlık yapmakta. Hayatın tam ortasında sahip olduklarım ve/veya kaybettiklerim ile geçirmekte olduğum hayat hikâyemin her çeşidi, çeşitliliği barındırması gerekiyor. Çok okuyorum, çok izliyorum, çok gözlemliyorum. Konuşuyor bir o kadar da susuyorum… Birikimimin gerçek hayatta yolculuk öncesi büyüklüğünden korktuğum valizim kadar dolu olmasını, naçiz hikâyemi bu kitap ile ölümsüzleştirmeyi istiyorum. Evet, aynen bunu istiyorum!
3.‘Halka Açık’…
Büyük bir kütüphanem olmasını tasarlıyorum. ‘Halka açık’ bir kütüphane! Hani Cambrigde ya da Oxford Üniversitelerinin o yüksek tavan ve kapılı kütüphaneleri vardır ya, işte tam O tarz… Yeni kitapların yanında, bir bölümünü kendi okuduğum içine notlarımı aldığım kitaplarım ile dolu bir kütüphane! Hayat paylaştıkça güzel değil mi ama?
Şimdilik benim listemin paylaşabileceğim kısmı bunlar diyebilirim. Bir de büyülü isteklerim, yapmak istediklerim var ki onları da ileride umarım paylaşabilirim.
Şimdi ise sizleri ‘Yapmak İstedikleriniz’ i listelemeden evvel hoş bir anımı anlatarak uğurlamak istiyorum. Değerli dostlarımdan biri beni ziyaretinde kahvesini o an içmekte olduğum pembe renkli fincanım ile içmek istediğini söyledi. Ancak ‘renkli’ fincanlarımın her renginden tek bir tane olduğu için ben de pembe yerine mavi renkli fincan ile kahveyi sunabildim. Ona da üzülüp darılmaması için şöyle dedim: “ Ne hoş! Mavi bulutların üzerinden( mavi fincan) pembe gözlükler( pembe fincan) ile hayata bakıyoruz.”
İşte ben de hepinize hayata böyle bakabileceğiniz bol güneşli ve hayallerinizin gerçeğe dönüşeceği günler diliyorum.
Sevgiyle,
Feride Hande Batmaz