Bu hassas bir hadise: Güven yahut edilgen bir tavırla Güvenmek. Muhatabını senin nezdinde sınadığı kadar seni de bir o kadar sınayan vaziyetlerden. Önce güveniriz koşulsuzca ‘başkalarına’. Pek daha doğrusu güvenmeyi ister, bilinçli bir tercihle yöneliriz. Tabiri caizse sırtımızı dayarız: Sizi ölünceye dek seveceğine güvendiğiniz sevgilinize, tüm dertlerinize ortak, sevinçlerinize paydaş olan dostlarınıza ve belki kan bağıyla bağlı olduklarınıza… Ki güvenmek de gerekir; çoğu zaman ‘GüvenSİZ’ bir hal almak uğruna… Neyin sahi neyin ‘sahiüzeri’ olduğunu anlamak, kendinizi tanımak ve bunun ötesi karşınızdaki ile sınanmanızı gerektirir.
Her vaziyet türü için ‘Aldatılmak’ takdir eylersiniz ki güveni son derece sarsan bir durumdur. Sevdiğiniz kadın/adam yahut dost tarafından aldatıldığınızda delici bir okla yaralanmış gibi hisseder ve hatta bir süre yaşayan ölü tanımlamasını ‘hak edersiniz’. Ancak o ki tüm bu ilk etap fırtınaları az biraz dinginleştikten sonra yerini daha feci bir duruma bırakır: Güven’SİZ’lik…
Bu durumun feci yansımalarını bir kenarda tutup, ders veren birçok çıkarımını yapmak gerekir. Öncelikle muhatabınızın güveni sarsan hadise sonrası bunu yeniden kazanma vaziyetleri, kopan bir parçanın onarılsa dahi asla eskisi gibi olamayacağını, pek eskiden her şeyin elbette unutulacağına inanan sizin tarafınızdan artık anlaşılmış olur. Yani “Hiçbir Zaman Eskisi Gibi Olmaz” ne demekmiş daha iyi anlarsınız. Muhatabınızla göz göze gelirsiniz sanki başka bir çift göze bakarmışçasına. Belki sohbetleriniz devam eder evet, ama artık her bir kelimesinin önüne koyduğunuz kalkanlarınızla, kuşandığınız zırhınızla…Her şey başkadır artık; eskisi gibi olmayan, yeni hiçbir şeye benzemeyen. Bundan sonra güven sarsılmasından geçmiş, o güvensiz belleğiniz az da olsa artık kime ne kadarıyla sırtınızı dayamanız gerektiğini yahut gerekmediğini pekiyi organize edecektir. Bu güzeldir, yıpranma oranınız değişmez şekilde seyreder. Kişiliğiniz bir aynada daha parlak yansımaktadır. Yansıyan tarafınızın bu güvensizlik durumundan önce almadığı, alamadığı duruşlar sergilemesi, kararlar alması ve hayatınız ile ilgili yargılara varması kaçınılmaz olur. Çünkü Güvensizlik depremi o ilişki türü her ne ise onu ayakta tutan tüm kolonları yıkmış, iyi niyet kalelerinizi fethedip teslim almıştır. Velhasıl pek saygıdeğer okur, güveni sarsmak bunu yapma gafletine düşmüş faniden çok sizinle ilintili, size ait bir durumdur.
Feride Hande BATMAZ