Evliliğin aşkı öldürüp öldürmediği yıllarca tartışılıp durmuştur. Bunun üzerine ise zaman içerisinde onlarca uygarlığın çok farklı inanışları ve bu inanışların getirdiği atasözleri mevcuttur. Gelin biraz bu toplumlara ve toplumlardaki ‘Evlilik-Aşk’ ikilemesine farklı bir açıdan, atasözleriyle bakalım:
“Giydiğin hasır ayakkabıyı aşındıracaksın, seçtiğin
kadınla birlikte yaşayacaksın.”(Letonca)Düğünden sonra evlilik ölene kadar
sürecektir; şairane bir Malgaş imgesinde olduğu gibi “Tıpkı bir kuşun
tüyleri misali onlar kuşu hayatının sonuna dek terk etmez.”Uyumlu bit
birliktelik ve karşılıklı anlayış ideal, atasözlerinin taşıdıkları imgelerde de
ifadelerini bulurlar:
Koca ve karı dil ve dişler gibidir.Burmaca
Koca ve karı yemek çubukları gibidir:Her daim beraber.
Vietnamca
Karı ve koca balta ve sapı gibi birbirlerine
kenetlenmişlerdir. Osetçe
Karı ve koca birbirlerinin beli ve kazmasıdır.Kürtçe
İdeal olarak aşk ve evlilik ile örtüşür ve ideal olarak partnerler birbirlerini tam olarak anlar, anlaması gerekir. Bir Çin Atasözünde şöyle bir durum sunulmaktadır:”Birbirlerini seven evli eşler bir tek sözcük söylemeden birbirlerine binlerce şey söyler.”
Bazen de evlilik çok sayıdabaşka atasözünde yansıtılan çelişkiler, yanlış anlamalar, karışıklık, sinirlenme ve hatta iğrenme ya da nefret duygularıyla dolu bir kurum değilmiş gibi aşkmış gibi görülmez. Hindistan’dan bir Tamil atasözünde ifade edildiği gibi iki kişiyi birlikte tutan romantik aşktan çok toplumsal bağdaşma ve geleneklerdir. “Eğer öküz ve kağnı birlikte kalabiliyorlarsa iniş çıkış sayısının ne önemi vardı?”
Bir Katalan ve Fransız Atasözü şu öğüdü verirken evlilik ve aşkın karmaşıklığını da şu şekilde belirtir:“Kocanızı bir arkadaş gibi sevin. Ondan bir düşmanmış gibi korkun.” Bu tür karmaşık evlilikduygularına rağmen, evli çiftlerin yaşamına karışılmaması da ciddi olarak tavsiye olunmuştur:
Bir kocayla karısının arasına bir toplu iğne bile
koymayın. İspanyolca
Ağaçla kabuğu arasına girmeyin. Arapça
Örneğin bu İspanyol atasözünün evlilik içindeki aşka mı, yoksa evlilik olmadan aşka mı gönderme yaptığı açık değildir. Ama şu doğrudur: Aşk ve özgürlük atasözlerinde sık sık birbirlerinin karşıtı olarak gösterilmiştir. Aşıklarınilişkilerinde resmen birlikte yaşamaya zorlanan ve kişisel özgürlüklerini evliliklerinin bozulmaması için feda eden karı kocadan çok daha özgür ve mutlu oldukları tekrar tekrar öne sürülmektedir. Bir Özbek atasözünde öne sürüldüğü gibi: Zorunluluk aşkı boğar. Ve bundan dolayı sanki bu ikisi çelişkili deneyimlermiş, evlilikle aşkın sonunun başlangıcına gelinmiş gibi birbirinden çok farklı kökenlerden atasözleri aşk ve evliliği birbirinin karşıtı olarak gösterir.
Atasözleri yaşanmışlıkların, deneyimlerin tarihsel bir öngörüsüdür. Bu nedenle birçoğuna pek tabi ki kulak vermek gerekir. Ancak şu ki evlilik aşk ile doğan bir kuram olup, çok daha başka ve belki de çok daha yüce duygularla devam eden birşeydir. Evlilik ve aşk asla ayrılmadığı halde herdaim de yanyana değildir. Ancak sevgi, güven, saygı her daim evliliğin yoldaşlarıdır.
Sevgiyle,
Feride Hande Gemici